sağlıklıyaşamadair etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlıklıyaşamadair etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2015 Pazar

Juicing (Sebze-Meyve Suyu) Nedir, Ne Değildir? #1

Heves ettiğim günden beri bana sürekli motivasyon katıp, farklı bir bakış açısı edinmemi sağlayan Juicing akımına blogumda yer vermesem olmazdı.

Konuya direkt girmem gerekirse, benim Juicing ile tanışmam biraz dolaylı yoldan oldu diyebilirim. Sebze sularına çok önceden okuduğum Alkali Diyet kitabından biraz haşır neşir olmakla beraber, açıkçası ne kadar önemli olduğuna dair pek bilgi sahibi değildim. Birkaç ay önce çiğ beslenmenin vücuttaki etkilerine olan merakımdan ötürü kaynak arayışındayken, Victoria Boutenko'nun "Yaşam için Yeşil" kitabını okumamla yeşil içecekleri biraz daha araştırmaya karar verdim. Kitapta juice'dan ziyade salt yeşillik ve "smoothieler" üzerinde durulsa da, (ikisinin farkına birazdan değineceğim) insan üzerindeki etkiler ve referanslar o kadar etkileyiciydi ki kayıtsız kalmak mümkün değildi.

Bir de üstüne Cenk Kıral'ın "Juicing ile Gelen Sağlık" kitabıyla birlikte internetten ve sosyal ağlardan okuduklarım da eklenince beklenen son kaçınılmaz oldu.

25 Aralık 2014 Perşembe

Sağlıklı Zayıflatan Spor ve Beslenme Düzenim

1 haftalık insan gibi yememe sorunsalımın ortadan kalkmasıyla (bkz: Kaçamak mı O da Ne? yazım) sonunda düzenimi yeniden oturtabildim. Dün de tartıda 6'lı rakamları görmenin verdiği gazla neden beslenme ve spor düzenimi genel hatlarıyla paylaşmıyorum ki diye düşündüm.
Öncelikle yediklerim sağlıklı olduğu ve miktarı iyi ayarlandığı müddetçe kalori hesabı yapmadığımı, kendimi asla aç bırakmayıp, tüm besin gruplarından (protein, yağ, karbonhidrat) günlük ihtiyacım dahilinde besin değerlerine de dikkat ederek beslendiğimle sözlerime başlayayım. (Baya uzun bir cümle oldu=D) Yaptığım spor, bir önceki gün yediklerim ve güne başlama saatim bu miktarları etkiliyor elbette. Güne genellikle bayaaa bi' geç başladığım için 2 öğün besleniyorum, eğer erken kalkmışsam veya ihtiyacım olduğunu hissediyorsam bu sayı 3'e çıkıyor doğal olarak. 
Sağlıklı yaşam özeti 

19 Aralık 2014 Cuma

Kaçamak mı? O da Ne?

Bu bir motivasyon yazısıdır. Bu ara feci ihtiyacım olan türünden hem de.
Her şey 1 hafta önce tartıldığımda, Kasım ayı boyunca 2 kg verdiğimi görmekle başladı. 3-4 kg beklentisinde olan bana haliyle feci kapak olmuş oldu. (Gram gram kilo veren arkadaşlarımdan şımarıklığımdan dolayı özür dilerim!)

Tamam, bir yerde kilo vermemin duracağını biliyordum. Hatta kendimi buna hazırlamıştım da. Ne oldu da bu kadar demoralize oldum?

İçses: Daha büyük rakamlardan sonra duraklamayı BEKLEDİĞİM için olabilir mi acaba? 

Lafı çok uzatmayayım, dünyanın en sonuç odaklı insanı olarak, ertesi günden itibaren spor hocam ve kendi bilgilerim ışığında vücudumu "1-2" gün şaşırtma kararı aldım.

Kendi içimde aldığım kararlar;

  • Normalde yediğim besinlerden farklı şeyler tüketecektim. 
  • Yemek ve spor saatlerinde oynamalar yapacaktım. Spor programıma ağırlık çalışmasını da ekleme vakti gelmişti.
Tam bu aşama yazının oluşturulma nedenine götürüyor bizi. 1-2 gün diye belirlediğim süreden tam olarak 1 haftadır ÇI-KA-MI-YO-RUM! Araya doğum günümün girmesi ve günübirlik İstanbul dışı seyahatim de buna etken olmuş olabilir pek tabii :) Lakin artık durum özel günleri geçip, şımarıklığa dönüşünce kendime gelmem gerektiğini dün akşam midem beni rahatsız edince(!) idrak ettim.

Öncelikle insanın sağlıklı yaşam sürecinde belli zamanlarda kendini kısıtlamaması gerektiğine inandığımı belirtmek isterim. Kendi adıma konuşmam gerekirse, azılı bir tatlı canavarı olduğum için haftada 1 gün kendime izin verip, istediğim tatlıyı ya da başka yiyecekleri afiyetle yiyorum. Bunu yapmadığım zaman vücudumun çektiği yoksunluktan ötürü her şeye saldırıp hunharca yemeye başlıyorum. Bu noktada vücudumuzu tanımanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz :) Şekeri ya da diğer zararlı şeyleri tamamen bırakabiliyorsak ne ala, lakin ömür boyu bu güzelliklerden uzak kalmak istediğimden emin değilim ben.

Konuya geri dönecek olursam, 1  haftalık vücuda ve mideye çektirdiğim işkenceden sonra; bir süreliğine "kaçamak" yapmama kararı aldım. Kafamda bitirdiğime inandığım için herhangi bir fire vermeyeceğimi düşünüyorum 

He bi de, bugün evde bulduğum koca bir kutu Toblerone Snow Top sevdaya dahil değilmiş :(

Sevgilerimle...

16 Aralık 2014 Salı

Diyet ve Sporla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Öncelikle başlıkta diyet dediğime bakmayın, SEO şeysinden ötürü o kelimeyi kullanıyorum Yoksa biliyorsunuz diyet değil bizimki, her şey daha sağlıklı bir yaşam, daha fit bir vücut için:)
Açık konuşayım. Sabit fikirli, araştırmayı sevmeyen, araştırdığında da internette search yapıp ilk bulduğu siteye giren bir milletiz. Kendi aileme bile bir argümanın doğrusunu en bilimsel ve en sade şekilde anlatırken, en sonunda kendimi onları ikna etmeye çalışırken buluyorum. Aynı durum sağlıklı yaşam ile ilgili de geçerli. İnternette var olan bilgi kirliliğinin de etkisi yadsınamaz lakin araştırmak, okumak varken neden her duyduğunuza inanıyorsunuz hele ki SAĞLIK gibi bir konuda demeden duramıyor insan.

Peki biz en çok neyleri yanlış biliyoruz? En temel haliyle inceleyelim.

1) Yağların kasa dönüşmesi: Bence bu açık ara hepsini döver. Fitness salonunda çalışan hocadan bile duydum ben bunu arkadaşlar, varın gerisini siz düşünün :( İşin aslı ise; böyle bir şey FİZİK KURALLARINA AYKIRIDIR, her ikisi de ayrı bir oluşum olmasından mütevellit birbirine dönüşemez, bu kadar basit. Kilo verme sürecinde özellikle yağlar yandıkça ve ağırlık çalıştıkça kaslarımız belirginleşir. İşin özü budur.

13 Aralık 2014 Cumartesi

Benim Hikayem

Merhaba! Uzunca bir süredir Instagram'da aktif olarak sürdürdüğüm paylaşımlarımı 13.12.2014 yani bugün itibariyle bloga taşımaya karar verdim. Aklımın bir köşesinde sürekli blog açma fikri vardı aslında. En sonunda hem kendimi, hem de başkalarını motive etme amaçlı bu fikri hayata geçirmeyi daha fazla erteleyemeyeceğimi farkederek blogumu açtım.

Peki ben kimim? Ben 14 yaşına kadar kilo sorunu olmayan, 14 yaşından sonra da hashimatoya bağlı hipotiroidi sorunuyla karşı karşıya gelen ve o dönemden sonra hiçbir zaman hayal ettiği zayıflıkta olamayan genç bir kadınım. Hayatımın hiçbir döneminde çok şişman olmadım, uzun boyumun verdiği avantajla 77 kiloyla bile "Amaaan diyete ne gerek var, boşver" laflarından mütevellit kimi zaman boşladım, kimi zaman (çoğu zaman) yediklerime dikkat etmek zorunda kaldım.
2012 yılında 70 kilo sınırlarındayken gerçek anlamda kilo vermek istediğimi farkederek "sağlıklı yaşam"a geçiş yaptım. Obsesif ve araştırmacı kişiliğimden dolayı diyet, spor, yağ yakma, doğru bilinen yanlışlar vs. hakkında pek çok bilimsel makale  ve deneyim okudum, okuduklarım doğrultusunda yapmam gerekenin diyet olmadığını, sağlıklı yaşamayı hayat tarzı haline getirmem gerektiğini anladım. (GETİREMEDİ....)
2 ayda spor desteğiyle sağlıklı bir şekilde kilo verip 61'e düştükten sonra iş hayatına dönmem ve hunharca yememden dolayı yavaş yavaş da olsa kilo aldım. 2 sene sonra yine 70'tim. 

2014 Mart yani 9 ay önce nişan elbiseme girebilmek adına tekrar sağlıklı yaşam düzenime döndüm. Nişanıma kadar 64 kiloya düşmüş, zayıf olmasa da fit duran biriydim artık. Nişandan sonra ne mi oldu?

Gözüm döndü. Resmen kıtlıktan çıkmışcasına kadar yemek yemeye başladım. Daha önce hiç yapmadığım şeyleri (gece meyve yemek gibi) yapıyordum. Özellikle şeker ve fast food tüketimim artmıştı. Bu vaziyet 2014 Ekim ayında tartıda 77 rakamını görmemle çok şükür ki son buldu. O rakam beni öyle bir kendime getirdi ki; işten ayrılınca hemen spor salonuna yazıldım ve eski düzenime geri döndüm.

O zamandan bu yana 7 kilo verdiğimi söylemek isterim. Hala da bu şekilde beslenmeye ve spora devam ediyorum. Daha çok yol katederek yağ oranımı % 18'e düşürmek en büyük hedefim.
Biraz uzun oldu, buraya kadar sıkılmadan okuyan insan, süpersin sen :)

Bir sonraki postta görüşmek üzere.
Sevgilerimle,

Tuğçe